April 3, 2015

Düşen asker

Düşen asker

Yirmibeş nisan sabahı
İlk düşen gülleyle sallandı Conkbayırı
Ve sıskacık vücuduyla yığıldı kaldı
Küçücük çukurunda siper almış
Erzurumlu Ahmet.

Sabahın alacakaranlığında
Dövülen kıyılar, dağılan siperler
Ve kıyıya vuran insan seli
Görmemişti Çanakkale
Görmemişti beşer.

Aylardan Ağustos’tu
Göğüs göğüse girdi asker
Binlerce kurşun uçtu havada
Kimi Mehmed’in, kimi Johny’nin göğsünde durdu.

Toprak kan, hava duman
Ağustos ayı bitmeden.

Kaputuna sarılmış Mehmet
Günlerce bekledi siperinde
Karşı çukurda Johny
Seslendi birbirine.

Kimi zaman şarkılar söylendi
Kimi zaman ağıtlar
Ya toprak altında kalanlar
Kimbilir neler dedi neler.
Sokul yanıma dedi Johny’e, Mehmet
Buranın kışını sen bilemezsin
Annen buraya göndermezdi seni
Bunları bilseydi eğer.

Ben buna mecburum dedi Mehmet
Annem beni bekler, yavuklum beni
Kucağında körpecik kuzucuğum.

Çanakkale geçilmedi, geçilemezdi
Yurduma nereden girilse
Göğsünü siper ederdi Mehmet
Devrilemezdi.

Geldikleri gibi gittiler bir kış gecesi.
Sadece kıyıda kalan atıklar
Sanki burası değildi aylarca sürüp giden
O insan yutan kumsal, yamaçlar ve toprak.
Burası benim yurdumdur göğsüm gibi.
Doğup büyüdüğüm topraklarımdır,
Burası Çanakkale’dir, bilin ki geçilmeyecek.